FOTOĞRAFLAR ve HİKAYELERİ — FUTBOL II

, , No Comments
Birinci kısımda biraz daha eskiler ve benim kendi gözlerimle görmediklerimi paylaştım. Tabiki Zidane hariç. Bu sefer ikinci kısımda ise dünya için çok olmasa da benim için çok önemli olduğunu düşündüğüm anların fotoğraflarını ve hikayelerini paylaşacağım. Aslında böyle anlar cidden çok fazla olsa da özellikle en çok beğendiklerimi seçmeye çalıştım.


Fotoğrafta çok net olmasa da hafızamda hala çok net bu an ve spikerin Agüeroooooooooooo diye bağırışı. Stadın birazının ağlayarak boşaldığı, birazının donup kaldığı ama çoğunun havalara zıplayıp kendinden geçtiği o an: Agüero’nun 90+5'de şampiyonluğu getiren golü.



Tam 44 sene olmuştu Machester City şampiyonluk yüzü görmeyeli ancak büyük yatırımların başlamasıyla 2011–2012 senesine, Mancini yönetiminde, fişek gibi girdiler. İlk 14 maç yenilgi yüzü görmediler, sezonu da evinde sadece bir beraberlik alarak ve yenilgisiz tamamladı. O sezon Sir Alex Ferguson yönetimindeki Manchester United’la aynı puanla son haftaya girdiler. Son hafta iki takım da galip gelirse şehrin mavi yakası sevinecekti ancak kırmızılar deplasmanda galip gelip mavilerin maçını beklemeye başladılar bile. Manchester şehri, İngiletere hatta tüm dünyanın gözü QPR maçındaydı ve tabiki benimde. Şehrin kırmızıları sevinç içinde maçı takip ederken QPR 2–1 öndeydi, dakika 90+2'ye kadar bırak galibiyeti beraberliği bile yakalayamadı ManCity. Önce 90+2'de Edin Dzeko skoru 2–2 yaptı sonra ise 90+5'te Sergio Agüero galibiyet golünü atarak şehrin kırmızılarını yasa, mavilerini ise sevince boğdu. Tam 44 sene sonra averaj ile büyük abileri ManU’nun üstünde ligi tamamlayarak şampiyon oldular.
Ayrıca bu gol nedeniyle Sir Alex Ferguson’un emekliliği bir sene uzamış oldu ve 2012–2013 sezonunda ManU’ya 20. İngiletere ligi şampiyonluğunu kazandırıp emekli oldu. O tarihten sonra ManU hiç şampiyon olamadı.






Resimli Sözlükte “Karizma” Yazınca Çıkan Fotoğraf

Üniversite yıllarımda LaLiga özetlerine bakarken birden bu golü gördüm ve tekrar tekrar izledim. Golün güzelliği ve bu golü Fernando Torres’in atmasının verdiği o mutluluk. Torres 19 yaşında Atletico Madrid’de kaptan olmuş 2007 yılında Liverpool’a transfer olmuştu. Çocukluğumdan beri Liverpool’u tuttuğum için Torres’i de ayrı severim. Sonrasında Chelsea ve Milan’da başarısız oldu ve tekrar var olduğu takıma geri döndü. İşte o geri döndüğü ilk sene 2014–2015 sezonunda Villareal deplasmanında defanstan topu çalıp kaleciyi çalımladı. Kaleciyi geçmesine rağmen karşısına iki defans oyuncusu birden çıktı ancak öyle bir dokunuş yaptıki birden önünde kimse kalmadı . O dokunuş, o karizma haraket, o golden sonra aşırı sevinmeme hali ve iki Villereal’li oyuncu yerdeyken ki bu pozu. Bebek yüzlü kaptan“El Nino” adeta “I am back” diye bana bağırıyodu.
“Beni bir şeylerden aklar gibi, koparmadan çiçek koklar gibi, hiç bozulmamış yasaklar gibi aklımdasın.”










Messi’nin Resital Sonu Sahne Selamı
Dünya gözüyle izlediğim ve yaşımın tüm kariyerini izlemeye yettiği için çok şanslı olduğum uzaylı yıldız Messi bu listede bir şekilde olmalıydı. İlk oyuna girdiği an aklıma gelmişti ya da Ronaldinho’nun yanında masum bir çocukken olan fotoğrafı. Ama bence kariyerinin en önemli fotosu 2017 yılında Bernabeu deplasmanında 70 bin Real Madrid’linin önünde çekilmişti.
Bundan önceki çoğu El Clasico gibi bunu da canlı olarak 90 dakika izledim. Çoğunlukla Real Madrid baskısıyla geçse de ilk yarı 1–1 bitmiş ikinci hem Barca 1–2 öne geçmiş hem de Ramos kırmız kartla oyundan atılmıştı. 10 kişi olsa da çok net Real daha iyi oynuyodu ve 2–2'yi zaten buldular. Maç artık öyle bitecek diye beklerken 90+2'de Segi Roberto defanstan topu alıp dört kişi arasından sol kanada kadar topu sürdü. Soldan içeri yerden bir pas ve Messi’nin klasik sol ayak içi köşeye vuruşu. O gün attığı ikinci kariyerinde attığı 500. gol olmuştu. Tam tamına 500 gol atan uzaylı Messi bu golü son dakikada Real Madrid’e hem de Bernabeu’da atınca zaten unutulmaz olmaya yetecek güçte bir sn olmuştu. Ama büyük usta sanatını icra ettikten sonra selam verme gereği duydu bunu da formasının arkasındaki Messi yazsını tribündeki Barcalılara ve ekranlardaki bizlere gösterek yaptı.
Maçı sunan spikerin de dediği gibi “Messi‘ye maç öncesinde ne istersin diye sorsalar böyle bir senaryo çizebilir miydi?’



Alex’in bir tık altı sol ayağıyla Messi







Arsenal efsanesi ayak içi vuruşların kralı Thierry Henry. Zamanında Arsenal’in İngiltere’de şampiyonluk yolunda Manchester ile yarışmasını sağlayan kadronun golcüsü. Arsene Wenger’in özel isteğiyle Monaco’dan alınıp o zamanlar kanat olsa da Wenger tarafından Premier Lig’in en önemli golcülerinden biri haline getirdiği yıldız. Ruud Van Nistervooy, Didier Drogba ve Thierry Henry tartışmaları hala yapılır ancak bu oyunculardan sadece biri yenilmez ünvanına sahip. 8 sene Arsenal forması giyip, yenilgisiz şampiyonluk kazanıp, 4 kez gol kralı olup heykelini Emirates statının önüne diktirdi ve 45 milyon € karşılığında Barcelona’ya gitti. Barcelona’da ilk iki sene gayet başarılı olsa da sonradan düşüşe geçti ve artık ABD’ye gitme zamanı gelmişti.
İşte tam bu sırada takımı kötü durumda olan Arsene Wenger adeta ‘2 aylığına bize gel sonra nereye gidersen git’ dedi ve sadece 2 aylığına Henry’yi kiraladı. Geldiği ilk maçta ayağının tozuyla Federasyon Kupa’sı maçında Leeds United karşısında 68. dakikada oyuna girdi ve golünü attı. 4 senelik ara sonrası çıktığı ilk maçta golünü attı ve klasik iki elini yana açarak tribünlere koşma sevincini yaptı. Emirates seyircisi 4 sene boyunca heykeline baktığı adamı tekrar 2 ay da olsa izleme şansı buldu ve Henry de evine, taraftarına, hocasına ‘ihtiyaç anında her zaman yanınızdayım’ mesajın en güzel şekilde gösterdi.


Thierry “Sağ Ayak İçi” Henry




Kansız Kvothe — Selim Can Ermiş @2019 Medium linki

0 yorum:

Yorum Gönder