Her erkek futbolu sever, bazıları bunları inkar edebilir ama gerçekten her erkek sever. Bunu sadece erkekle sınırlandırmak değil amacım, ama her kız sevmeyebilir. Bu aslında kişiden kişiye de değişebilir. Ben de futbolu çok severim. Takım tutmak, tuttuğun takımın galibiyetiyle sevinmek, mağlubiyetiyle üzülmek çok ayrı şeyler. Anlatmak istediğim futbolu sevmek. Futbol oynamakla sevmek de karışmasın, oynamayı sevmeyebilirsin ama futbolu seversin. İşte futbolu sevmemizi sağlayan bazı özel kişiler, takımlar, futbolcular, olaylar, anılar vardır. İşte benim futbolu sevmemde bu maddelerden çok var. Bir tanesi de Steven Gerrard başka bir isimle Kaptan Fantastik ya da Sarı Civciv hepsi olur. Benim için ayrıca Bay Vefa bu adamın ismi.
Steven Gerrard herkesin birini sevmek için oluşturduğu kriterlerden en az birine sahip bir futbolcu. Futbol efsanesi de denilebilir. Amacı hiçbir zaman kupa, madalya, para, şan, şöhret olmamış takımına kalbiyle bağlı bir futbolcu. Yani şöyle ki alt yapısından çıktığı takımı çok büyük tekliflerde alsa da zamanının en iyi orta sahası da olsa da hiçbir zaman bırakmayan hatta bırakmayı dahi düşünmeyen Liverpool'un kaptanı. Basit oldu sanki değiştiriyorum Liverpool'un her şeyi. Bazı insanlara göre dünyanın en iyi takımından gelen bir teklifi reddetmek enayiliktir, bazılarına göre ise bunu adı "Vefa". Vefa İstanbul'da bir semt adı değil, vefa İngilterede futbolcu ismidir.